: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : :
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


TüRkİyE'nİn ''EN'' SüPer FoRuM SiTeSi
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 E Harfi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
JosE FATIHIO
AdmiN
AdmiN
JosE FATIHIO


Mesaj Sayısı : 1544
Yaş : 37
Kayıt tarihi : 14/09/07

E Harfi Empty
MesajKonu: E Harfi   E Harfi Empty2007-10-21, 2:15 am

eâmm: pek umumi, en genel.

eâzım: büyükler.

eb: baba.

ebâbil: bir kuş türü.

ebâd: boyutlar, uzaklıklar.

ebâtıl: boş inanışlar.

ebced: Arap harflerinin diziliş sırası, bu harflerin rakam olarak
değerlerinden yola çıkılarak yapılan hesap.

ebcedî: ebcedle ilgili.

ebdâ: en güzel, en bedi.

ebed: sonsuz gelecek zaman.

ebeden: sonsuza dek.

ebedî: sonsuzla ilgili.

ebediyet: sonsuzluk.

ebediyyen: sonsuza kadar.

ebedperest: sonsuzluğu sevip arzulayan.

ebedülâbâd: sonsuzlar sonsuzu.

ebeveyn: ana ile baba.

ebkem: dilsiz.

eblağ: yerinde adamına göre güzel söz söylemenin en üstünü.

ebleh: alık, budala.

eblehâne: alıkça, budalaca.

ebnâ: oğullar.

ebnâyıcins: aynı türden olanlar.

ebrâr: hayırlılar, iyiler.

Ebrehe: Kâbeyi yıkmak isteyen kumandan.

ebrû: kaş, dalga dalga kırmızı yanak, bir süsleme sanatı.

ebsâr: gözler.

ebter: güdük, kesik.

ebû: baba, ata.

ebulâşey: hiçbir şeyi olmayan.

ebvâb: kapılar, bölümler.

ebyât: beyitler.

ebyâz: en beyaz, parlak.

ecânib: yabancılar.

ecdâd: atalar, dedeler.

ecel: ömrün sonu, vade.

ecell: en büyük.

echel: en cahil.

echeliyet: aşırı bilgisizlik.

ecinnî: tek cin.

ecir: ücret, karşılık.

ecîr: ücretle çalışan.

ecirnâ: bizi koru.

ecirnî: beni koru.

eclâ: en parlak.

ecliyet: sebeplik.

ecmâ: en toplu.

ecmâin: hepsi, cümlesi.

ecmel: en güzel.

ecnâs: cinsler, türler.

ecnebî: yabancı.

ecr: ücret, karşılık.

ecrâm: cansız varlıklar.

ecsâd: cesetler.

ecsâm: cisimler.

ecvibe: cevaplar.

eczâ: cüzler, parçalar, kimyevi madde.

eczâhâne: ilaç yapılıp satılan işyeri.

edâ: yapma, ödeme, davranış, anlatım yolu.

edat: "hem, için" gibi kendi başına mânâsı olmayan yardımcı kelime.

eddâî: belli bir duacı, duacınız.

edeb: terbiye, güzel ahlak, haya.

edebî: edeple ilgili, güzel söz ve yazı.

edebiyat: güzel ve etkili biçimde konuşma ve yazma sanatı.

edebiyyûn: edebiyatçılar.

edevât: âletler.

edîb: edebiyatçı, edepli, terbiyeli.

edîbâne: edebiyatçı gibi, edeplice, terbiyelice.

edille: deliller, kanıtlar.

ednâ: pek aşağı.

edvâr: devirler, dönemler.

edviye: devalar, ilaçlar.

edyân: dinler.

efâdıl: üstün nitelikli kimseler.

efâl: fiiller, işler.

efdal: daha üstün.

efendi: sahip, saygın, terbiyeli.

efgan: figanlar, inlemeler.

efhâm: anlamalar, en iyi anlayan.

efkâr: fikirler.

efkârıâmme: umumun fikirleri, halkın düşünceleri.

eflâk: gökler.

Eflâtun: eski bir filozof

efrâd: bireyler, insan tekleri.

efsah: daha düzgün anlatım.

efsâne: uydurulmuş hikâye, mitoloji.

efsûn: sihir, büyü.

efşan: "saçan" mânâsında son ek.

efzâ: "artıran" mânâsında son ek.

efzûn: fazla, çok.

ego: ben, ene.

eğerçi: gerçi.

eğlenceperest: eğlenceye pek düşkün.

Ehad: "bir, tek, benzersiz" olan Allah.

ehâdîs: Peygamberimizin sözleri.

ehadiyet: Allahın her bir eserindeki birlik tecellisi.

ehaff: pek hafif.

ehak: en hak, daha gerçek.

ehass: en has.

ehbâr: âlimler.

ehemm: en önemli.

ehemmiyet: önem.

ehemmiyetkârâne: önem verircesine.

ehevât: kardeşler.

ehibbâ: ahbaplar, sevilenler.

ehil: dost, sahip, usta.

ehlen-sehlen: hoş geldiniz.

ehlî: alışık olan, evcil.

Ehlibeyt: Peygamberimizin neslinden olan.

ehlibidâ: dine aykırı olanı dine sokanlar.

ehlidalalet: islâmdan sapanlar, sapkınlar.

ehlidünyâ: dünya adamı, âhireti düşünmeyen.

ehlifelsefe: felsefeciler, felsefeye önem veren kimseler.

ehlifen: fen ilimleriyle uğraşanlar.

ehligaflet: gaflette olanlar, kul olduğunu hatırlamadan yaşayanlar.

ehlihak: hak yolda olan.

ehlihakîkat: hakikatı bulan kimseler.

ehlihâl: inandıkları mânâları hâlleriyle yaşayanlar.

ehlihidâyet: îman yoluna erenler, müminler.

ehliîman: îmanlılar.

ehliinsaf: insaflılar.

ehliislâm: müslümanlar.

ehlikalb: kalben ileri gidenler.

ehlikeşif: perdeli olanı bilen velî.

ehlikitab: ilâhî kitaplardan birine inanan.

ehlikubûr: kabirdeki ölüler.

ehliküfür: kâfirler.

ehlinecat: kurtulanlar.

ehlisefâhet: günahlara dalanlar.

ehlisuffa: Peygamberimizin mescidinde kalan sahabeler.

ehlisünnet: Peygamberimizin hak yolunda yürüyenler.

ehlişirk: Allaha ortak koşanlar.

ehlitakva: Allahtan korkup günahtan sakınan kimseler.

ehlitarik: tarikat adamı.

ehlitarikat: tarikata bağlı olan.

ehlitevhid: Allahın birliğine inananlar.

ehlivelâyet: velîler, erenler, kalbi nurlanmış müminler.

ehlivukuf: iyi bilenler, bilirkişiler.

ehliyyet: yeterlik, ustalık, yetki.

ehlullah: Allah adamı, evliya, ermiş.

ehram: firavun mezarı.

Ehriman: ateşe tapanların kötülük tanrısı.

ehülacâib: acayip şeylerin kardeşi.

ehva: nefis arzuları, boş istekler.

ehvâl: korkular.

ehven: en zararsız, pek ucuz.

ehvenüşşerreyn: iki şerden daha az zararlı olanı.

ehya: ucuzluk, bolluk.

eimme: imamlar, öncüler.

ejder: büyük yılan.

ejderha: iri yılan.

ekâbir: büyükler.

ekall: en az.

ekalliyet: azlık, azınlık.

ekânim: asıllar, rükünler.

ekber: en büyük.

ekdâr: kederler, üzüntüler.

ekl: yeme.

ekmel: en mükemmel.

ekol: bir fikir üzerine kurulu okul, meslek.

Ekrad: Kürtler.

ekrem: daha kerim, en iyi.

ekser: daha çok.

ekserî: çoğunlukla.

ekseriya: ekseriyetle, çoğunlukla.

ekseriyet: çoğunluk.

ekseriyetle: çoğunlukla.

ekva: daha kuvvetli.

ekvan: yaratılanlar.

ekvanî: yaratılanlarla ilgili.

ekvator: dünyayı ikiye ayıran hayâlî çizgi.

el-amân: aman diliyorum!

elân: şimdi, hâlâ.

elâstik: esnek.

elbette: kesinlikle.

elcevab: cevabı şu.

elem: acı.

eleman: bir bütünün parçaları.

elemkârâne: acılı bir biçimde.

elemnâk: acı verici, acılı.

elf: bin sayısı.

elfâtiha: Fatiha sûresi.

elfaz: lafızlar, sözler.

elhak: hakikaten, doğrusu.

elhamdülillâh: Allaha hamdolsun.

elhannas: sinsice aldatan şeytan.

elhâsıl: kısacası, özetle.

elhubbulillâh: sevgi Allah içindir.

elhükmülilekser: hüküm eksere göre verilir.

elîf: alışan, alışkın.

elîm: acı veren, acılı.

elîmâne: acılı biçimde.

elîme: acılı hâl.

elîyâzübillâh: Allaha sığınırız.

elkab: lâkaplar.

elmas: değerli bir taş.

elsine: lisanlar, diller.

eltâf: lütuflar, en latîf, en hoş.

elvah: levhalar, tablolar.

elvan: renkler.

elvanıseba: yedi renk.

elvedâ: şu ayrılık!

elyak: daha lâyık.

elyevm: bugün.

elzem: daha gerekli.

elzemiyet: daha gereklilik.

emam: ön taraf.

eman: güven, güvenlik.

emânât: emanetler.

emânet: sonra alınmak üzere verilen şey.

emâneten: emanet olarak.

emâni: güvenlik.




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://turkiye.canadaboard.net
JosE FATIHIO
AdmiN
AdmiN
JosE FATIHIO


Mesaj Sayısı : 1544
Yaş : 37
Kayıt tarihi : 14/09/07

E Harfi Empty
MesajKonu: Geri: E Harfi   E Harfi Empty2007-10-21, 2:16 am

emârât: emareler, belirtiler.

emâre: iz, belirti, bellik.

emâret: beylik.

emel: ümit, arzu.

Emevîler: bir islâm devleti.

emîn: güvenilir.

emîr: bey, başkan.

emirber: emir dinleyen.

emirnâme: emir yazısı.

emlâk: taşınmaz mallar.

emmâbâdü: bundan sonra.

emmâre: emreden, zorlayan.

emn: eminlik, güvenlik.

emniyet: güven, güvenlik.

emperyalizm: bir ülkenin sınırlarını genişletme politikası.

emr: emir, buyruk.

emrâz: marazlar, hastalıklar.

emsâl: misaller, eşler, benzerler.

emsile: misaller, örnekler.

emşac: nutfe, dağınık.

emtar: yağmurlar.

emvâc: dalgalar.

emvâl: mallar.

emvât: ölüler.

emzice: mizaçlar, huylar.

enam: yaratıklar, varlıklar.

enâniyet: benlik, gurur.

enbiyâ: nebîler, peygamberler.

encam: son.

encümen: meclis, komisyon.

endad: benzerler, misiller.

endâm: beden, boy.

endaz: "atan, atıcı" mânâsında son ek.

ender: içinde.

ender: pek az bulunan.

endîşe: kaygı.

Endülüs: bir islâm devleti.

ene: ben, benlik.

enerji: güç.

enfâ: daha faydalı.

enfâs: nefesler.

enfes: pek nefis, çok hoş.

enfûs: nefisler, ruhlar.

enfüsî: nefisle ilgili, insanlarının kendi iç âlemlerine ait.

engiz: "koparan, veren" mânâsında son ek.

engizisyon: kiliselerin işkenceci mahkemeleri.

enhâr: nehirler, ırmaklar.

enîn: inilti.

enîndâr: inleyen.

enîs: dost, arkadaş.

enkaz: yıkıntı.

enmûzec: nümune, örnek, model.

ensâb: soylar, nesepler.

ensac: dokumalar.

ensâf: yarımlar.

ensâl: nesiller, kuşaklar.

ensâr: yardımcılar, Medineli sahabeler.

enseb: en uygun.

ente: sen.

entrika: hile, düzen.

envâ: neviler, türler.

envâen: türler olarak.

envâr: nurlar.

enver: pek nurlu.

enzâr: nazarlar, bakışlar.

erâcif: uydurma sözler.

erakk: pek ince.

erbaa: dört.

erbâb: sahipler, becerikliler, terbiyeciler.

erbâin: kırk.

erbâiyyet: dört olmak.

Ercûze: Hazreti Alinin meşhur bir kasidesi.

erhâm: döl yatakları, rahimler.

erham: en merhametli.

Erhamürrahimîn: merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah.

erîke: koltuk, taht.

erkân: esaslar, rükünler.

ervâh: ruhlar, canlar.

erzâil: reziller, alçaklar.

erzâk: rızıklar, yiyecekler.

erzan: pek ucuz.

erzâl: reziller.

erzel: daha rezil.

esâbi: parmaklar.

esâd: daha mutlu.

esâdekümullah: Allah saadet versin.

esahh: daha doğru.

esâlib: üslûplar, tarzlar.

esamî: isimler.

esâret: esirlik, tutsaklık.

esas: temel, kök.

esasât: temeller, esaslar.

esâtir: uydurulmuş hikâyeler, mitoloji.

esbâb: sebepler, vasıtalar, vesileler, araçlar.

esbâbperest: sebepleri yaratıcı sanan.

esbak: daha önceki.

esbât: torunlar.

esdâf: sadefler, inci kabukları.

esdikâ: sadıklar.

esed: aslan.

Esedullah: Allahın aslanı.

esef: tasa, üzüntü, gam.

esefâ: yazık!

eser: yapı, iz, kitap.

esfel: en aşağı.

esfelisâfilîn: aşağıların en aşağısı.

eshâb: sahipler.

esham: hisseler, paylar.

eshel: daha kolay.

esîle: sorular, sualler.

esîr: alemi kaplayan incecik madde.

esir: savaşta teslim alınan kimse.

Eski Said: Bediüzaman Hazretlerinin hayatında birinci dönem ismi.

eslâf: selefler, öncekiler.

eslâh: en iyi, en sâlih.

eslem: en sağlam, en emin.

esliha: silahlar.

esmâ: isimler.

esmaî: isimlerle ilgili.

Esmaülhüsnâ: Allahın güzel isimleri.

esmar: meyveler.

esmer: rengi karaya çalan.

esnâ: ara, vakit, sıra.

esnâf: sınıflar, alım satımcı.

esnam: sanemler, putlar.

esrâ: pek çabuk.

esrâr: sırlar, gizli mânâlar.

esrârengiz: gizli ve sırlı olan.

esrarkeş: esrar çeken.

essebebükelfâil: sebep olan yapan gibidir.

estağfirullah: Allah kusurumu affetsin.

ester: katır.

esvâb: giyecekler.

esvât: sesler.

esved: siyah, kara.

eşâr: şiirler.

Eşârî: itikadî bir hak mezhep kuran âlimin namı.

eşbah: benzeyenler.

eşcâ: daha yiğit.

eşcâr: ağaçlar.

eşedd: pek şiddetli.

eşeff: en saydam.

eşekk: pek şüpheci.

eşfa: en çok şefaat eden.

eşfâ: pek şifalı.

eşfak: çok şefkatli.

eşgal: işler, meşguliyetler.

eşhas: şahıslar, kişiler.

eşhûr: aylar.

eşirrâ: şerliler, kötüler.

Eşîya: bir peygamber.

eşk: gözyaşı.

eşkâl: şekiller.

eşkıyâ: yol kesenler.

eşmel: çok kaplayıcı.

eşnê: en kötü.

eşrâf: şerefliler, ileri gelenler.

eşrâr: şerliler, kötüler.

eşrât: şartlar, belirtiler.

eşrâtısaat: kıyamet alâmetleri.

eşref: en şerefli.

eşrefimahlûkât: yaratılanların en şereflisi.

eşşehîr: meşhur, ünlü, tanınmış.

eşşükrülillah: şükür Allahadır.

eşvâk: şevkler, aşırı istekler.

eşya: nesneler, şeyler.

etbâ: tâbî olanlar, bağlılar.

etemm: en tam, noksansız.

etfâl: tıfıllar, çocuklar.

etıbbâ: tabipler, doktorlar.

etîme: yemekler.

etka: günah işlemekten çok çekinen.

etkıyâ: çok takvalılar.

etrâf: yanlar, taraflar.

Etrâk: Türkler.

etvâr: tavırlar, davranışlar.

evâhir: âhirler, sonlar.

evâil: başlangıçlar.

evâmir: emirler.

evânî: kaplar.

evâsıt: vasatlar, orta hâlli olanlar.

evc: doruk, yüce.

evfak: en uygun.

evhâm: vehimler, kuruntular.

evkaf: vakıflar.

evkat: vakitler.

evkemâkal: söylendiği gibi.

evlâ: daha iyi.

evlâd: veledler, çocuklar.

evleviyet: öncelik.

evliyâ: kalbi nurlu müminler, erenler, velîler.

evliyâullah: Allahın velîleri, sevgili kulları.

evrâd: devamlı okunan dualar, zikirler.

evrak: yapraklar, kağıtlar, belgeler.

evride: toplardamar.

evsâf: vasıflar, özellikler.

evsat: orta, orta hâl.

evtâd: direkler, kazıklar.

evtâr: tek, eşsiz.

evvâbin: tevbe edip günahtan dönenler.

Evvel: herşeyden önce var olan ve yaratıkların önceki hâllerine de
hükmeden Allah.

evvel: ilk, önce, birinci.

evvelâ: birincisi, önce.

evvelbaba: ilk baba, her türün bir anda yaratılan ilk ferdi.

evvelen: ilk olarak.

evvelîn: öncekiler.

evzâh: daha açık.

ey: hitap sözü.

eyâdi: eller.

eyne: nereye, nerede?

eynelmefer: nereye kaçmalı?

eynesserâminessüreyya: yer nerede, Süreyya nerede?

eytam: yetimler, babaları ölmüş çocuklar.

eyvallah: peki, öyle olsun.

eyvan: köşk, saray.

eyyâm: günler.

Eyyûb: hastalığına sabretmesiyle meşhur bir peygamber.

eyyü: "ya, ey" mânâsında hitap edatı.

eyyühelmünâfık: ey münafık, ey mümin görünen kâfir!

eyzan: önceki gibi.

ez: "den, dan" mânâsında ön ek.

ezâ: üzme, incitme.

ezahir: çiçekler.

ezan: namaza davet için edilen nida.

ezber: zihinde tutma.

ezcümle: meselâ, bunun gibi.

ezdâd: zıtlar.

ezel: başlangıcı olmama, öncesizlik.

ezelî: başlangıcı olmayan.

ezeliyet: varlığının başlangıcı olmama.

ezhân: zihinler.

ezhâr: çiçekler.

Ezher: Mısırda bulunan büyük bir üniversite.

ezher: pek parlak.

eziyet: büyük sıkıntı, incinme.

ezkâr: zikirler, Allahı anmalar.

ezkaza: kaza olarak.

ezkiyâ: temiz ve iyi insanlar.

ezkiya: zekiler.

ezlem: en zâlim.

ezman: zamanlar.

ezmine: zamanlar.

ezost: ondan.

ezvâc: eşler.

ezvâcıtâhirât: Peygamberimizin iffetli hanımları.

ezvak: zevkler.

ezyâl: zeyiller, ekler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://turkiye.canadaboard.net
 
E Harfi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» V Harfi
» H Harfi
» G Harfi
» U Harfi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : : :: EDEBİYAT DÜNYASI :: Süper Osmanlıca Sözlük-
Buraya geçin: