UNICEF Ankara Proje Koordinatörü Li-la Pieters, Türkiye'nin sokakta yaşayan veya çalışan çocuklara yönelik soruna çözüm bulunmaması halinde Brezilya'ya benzeme riski olduğuna dikkati çekerek, "Brezilya'da şu anda hiç kontrol yok ve şehri bu çeteler ele geçirmiş durumda. Türkiye'deki çocukların yüzde 34'ü yoksul, aileler çocuklarına yeterli bakım sağlayamıyor. Yüzde 34'lük dilime giren çocukların her birinin hayatlarında en az bir kez sokağa gidip çalışarak, ailelerinin geçimlerine katkıda bulunmak zorunda bırakılacaklar. Bu sorunu çocuk sorunlarına yönelik bir proje çözmez, asıl çocuk yoksulluğu ile ilgili programların geliştirilmesi gerekir. Brezilya'da her şey sokak çocukları problemi ile başladı. Önce şehirde sadece sokak çocukları boy gösteriyordu. Sonra kontrol edilememiş bir şekilde çeteleşmeler başladı. Brezilya'da şu anda hiç kontrol yok ve şehri bu çeteler ele geçirmiş durumda. Çeteler kontrol ediyor şehri. Kontrolü çeteler eline aldığı andan itibaren o kaybedilmiş bir davadır."[/size]
ÇETELERİN ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR
İstanbul Organize Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin son bir yıl içerisinde İstanbul'un değişik ilçelerinde yaptıkları operasyonlarda 220 çetenin çökertildiğinin ve 464 kişinin gözaltına alındığını açıklanmasına rağmen sokaklarda yaşanan olaylar çetelerin önüne geçilemediğini gösteriyor.
Asayiş şubesine bağlı ekipler, son yıllarda kapkaç ve hırsızlık olaylarıyla mücadelede gasp suçuyla 4 bin 584 kişi, kapkaç suçundan ise, bin 740 kişi gözaltına alarak adli mercilere teslim etti. Ancak tüm bu operasyonlara rağmen geçtiğimiz yıla suç örgütleri arasındaki kanlı hesaplaşmalar damgasını vurdu. Polisin, son yıllarda düzenlediği operasyonlarda yakaladığı örgüt elebaşlarının cezaevine girmesine ve çok sayıda adamlarının gözaltına alınarak sorgulanmasına rağmen silahlı çatışmalar bir türlü bitmedi. Organize suç örgütlerinin son zamanlardaki en kanlı kavgası, Sedat Şahin ve Saral grubu arasında yaşandı.
VATANDAŞ KORKUYOR
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yetkilileri, özellikle kenar mahallelerde cebir ve şiddet kullanarak, halkı korkutup, sindirerek haksız kazanç temin eden suç örgütlerinin varlığını tespit ettiklerini bildirseler de, mağdurlar suç örgütlerinden korktukları için davacı ve şikâyetçi olmadıklarını, için bir türlü çetelerin önüne geçilemiyor.»'Ankara yeterli kaynak ayırmıyor'
BANU UZPEDER
Doç. Dr. Kültegin Ögel, suça bulaşan sokak çocuklarının polisiye önlemlerle karşılaşmalarının, suçu azaltmak yerine artıracağını, sokaklarda yaşayan ve çalışan çocuklar için Ankara'nın yeterli kaynak ayırmayıp konuyu illere havale ettiğini belirtti.
Sokak çocuklarıyla ilgili çalışmalar yapan Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği Başkanı Doç. Dr. Kültegin Ögel, sokakta yaşayan çocukların varlığıyla beraber hayatını sokakta geçiren çocukların da, sorunun önemli kısmını oluşturduğunu söyledi. Zamanının büyük çoğunluğunu sokakta geçiren çocukların, suça daha fazla eğilim gösterdiğini, uyuşturucu kullanım oranının yükseldiğini belirten Ögel, bu çocukların hemen hiçbir eğitim almadıklarını ifade etti. "Bu çocukların aileleri olduğu için devlet korumasına da alınamıyorlar, suç işleyenler yakalansalar bile ailelerine teslim edilmeleri gerekiyor," diyen Ögel, en önemli çözümün emniyet, sağlık ve sosyal hizmetlerin koordinasyon içinde çalışmaları olduğunu söyledi
'KAYIP GÖZÜYLE BAKILIYOR'
Sokak çocuklarıyla ilgili çalışan birimlerin, şehir merkezlerine kurulmasının göstermelik olduğunu belirten Ögel, "asıl sorun varoşlarda yaşayan ve suça eğilimli olan çocukların, terapi ve tedavi merkezlerinden yoksun olması. Pendik, Gaziosmanpaşa gibi yerlerde merkezlerin olmaması sokak çocuklarının burada yalnızlaşmasına yol açıyor," dedi.
Devletin de toplumun da sokakta yaşayan ve çalışan çocuklara kayıp gözüyle baktıklarını ifade eden Ögel, polisiye önlemlerin ve suça karışan çocukların cezaevine konulmasıyla çözümün imkânsız olduğunu belirtti. Yurtdışındaki uygulamanın, paranın devlet tarafından verilmesi, uygulamanın ise sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülmesi olduğunu belirten Ögel, "devlet hâlâ STK'lar-dan yardım bekliyor, STK'lar devlete yardım edemez, tam tersine bir uygulamaya artık geçilmesi gerekiyor," dedi. Ayrıca Ankara'nın bütün yükü il yönetimlerine attığını ve illerin de bu parayı istedikleri yerde kullanıp, çoğu zaman da kullanmadıklarını söyledi.
»'Türkiye'nin çocukları bağımlı'
GÜLER YILMAZ
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün istatistiklerine göre Türkiye genelinde 0-18 yaş grubu madde bağımlılarının sayısı 99 bine ulaştı. Uyuşturucu madde kullanan bu çocukların 88 bini ise aileleriyle yaşıyor. Bu rakamlar ailelerin çocuk eğitimi konusundaki yetersizliğini ortaya koyuyor.
Emniyet'in Çocuk Şube Müdürlüğü'nün son 5 yıllık kayıtları ise bir başka vahim tabloya dikkat çekiyor. 2001 yılında çocuk şubelerine getirilen çocuklardan 8 bin 629'unun sigara, alkol ve madde kullandığı kayıtlara geçmiş. Bu rakam 2005 yılında 31 bin 761'e yükselmiş. Kayıtlarda bu çocukların 10 ile 18 yaşları arasında olduğu belirtiliyor. Emniyet kayıtları 9 ile 17 yaş arası ndaki öğrencilerin yüzde n'inin devamlı alkol aldığını da gösteriyor. Ayrıca emniyet kayıtlarına göre sigaraya başlama yaşı 9, alkol ve madde kullanıma başlama yaşı ise 12 olarak belirlenmiş.
Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi ÇAMATEM'in araştırmasının sonuçları da farklı değil. Ancak bu araştırmada farklı ve önemli ayrıntılar var. Madde bağımlısı çocukların sosyal durumlarını araştıran ÇAMATEM eskiden özel okullarda okuyan ekonomik durumu iyi aile çocuklarında uyuşturucu kullanımının daha yaygın olduğunu bugün ise bağımlılığın her kesime yayıldığını tespit etmiş. Bu araştırmaya göre uyuşturucu kullanımı bugün özellikle varoşlarda, yarı kentsel alanlarda, çok daha yaygın. Madde kullananların neredeyse yüzde 8o'i aynı zamanda suç işliyor. Ve madde kullanımı ilkokuldan liseye kadar yayılmış durumda
İstanbul'da yapılan araştırmaya göre ise sokakta yaşayan çocukların çoğu 12 ile 15 yaşları arasında. Yüzde 30'u tiner-bally koklayıcısı olan sokak çocuklarının yüzde 8o'inin anne-babasının hayatta olduğu da tespitler arasında. Ayrıca bu çocukların yüzde 48'i ilkokul mezunu ve yüzde 30'u Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nden göçle gelmiş. Uyuşturucu kullananların nerede ise tamamına yakınının kısa süre içinde satıcı olduğu tespitini yapan uzmanlar, uyuşturucu almak için para bulamayanların gasp, hırsızlık, fahişelik ve cinayet gibi suçları işlediklerine dikkat çekiyorlar
NE YAPMALI
Her şeyden önce "sokağın cazibesi ortadan kaldırılmalı" diyen uzmanların atılması gereken adımlara ilişkin görüşleri şöyle:
]» İlkokul çağına gelmiş çocukların ilk öğretime başlamaları sağlanmalı, eğitimi yarıda bırakanlara tekrar imkân verilmeli
» Çocukların ailelerinin bulunduğu yerlere Toplum Merkezleri açılmalı
» Sokağı cazip hale getiren göç olgusu ortadan kaldırılmalı
» Sosyal güvenlik sistemi tekrar elden geçirilerek aileleri mağdur etmeyecek bir çatı oluşturulmalı
» Ergen işsizliğini ortadan kaldıran imkanlar oluşturulmalı
» Tiner, bally gibi uçucu maddelerin satışı kontrol altına alınmalı
» Çalışan çocukları topluma kazandırmaya yönelik örneğin spor gibi faaliyetler desteklenmeli.
» Alanda çalıştırılmak üzere yeterli miktarda sosyal hizmet uzmanı, psikolog gibi meslek elemanlarının sayısı artırılmalı.
» Çocuklara tütün ve alkol satışı yasaklanmalı, bu alandaki denetim artırılmalı.
» Okul yakınlarındaki istihbarat çalışmalarına ağırlık verilmeli.
» Sokak çocuklarını tanımlayabilmek ve tanıtmak kadar onların tıbbi, sosyal ve mesleki rehabilitasyonu sağlanmalı
» Mümkünse her ilde veya belli bölgelerde madde kullananlara yönelik bir hastane kurulmalı.» Çocuk haklarına sıkı takip geliyor