: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : :
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


TüRkİyE'nİn ''EN'' SüPer FoRuM SiTeSi
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
JosE FATIHIO
AdmiN
AdmiN
JosE FATIHIO


Mesaj Sayısı : 1544
Yaş : 37
Kayıt tarihi : 14/09/07

Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil) Empty
MesajKonu: Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil)   Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil) Empty2007-10-08, 5:41 pm

Alıntı :




Mai ve Siyah




(Halit
Ziya Uşaklıgil)







Konu



Roman türünün edebiyatımızdaki en güzel
örneklerinden olan Mai ve Siyah’ta yazar yaşanılan bir dönemin sosyo kültürel
durumunu gözler önüne sermiştir. Yazar romanda okuyucuya dönemin yaşantısını
A.Cemil’in bakış açısından vermeye çalışmıştır. Bu bakış açısında kendi içinde
bir objektiflik ve realistlik göze çarpar. Mai ve Siyah dönemin bütün toplumsal
sorunlarını gündeme getiren bir roman olmuştur. Yazar dönemindeki bir takım
sorunları kahramanları vasıtasıyla okuyuculara açıklamıştır.






Yazar bu romanda
neslinin şair idealini ele alır, o zamanki sanat ve basın dünyasını yer yer çok
gerçekçi çizgilerle tasvir eder. Bu tasvirlerde insanların duyguları çok güzel
işlenmiştir. Eser aşırı duygusal ve romantik bir romandır.









Özet







A.Cemil, çok doğru, iyi kalpli bir avukatın oğludur. Annesi ise
erdemli bir kadındır. Öğrenimine resmi okullarda başlar. Öğrenimi sırasında
babası vefat eder. Okulu bitirir bitirmez kız kardeşine ve annesine bakmak
zorunda kalır. Fakat elinden fazla bir iş gelmemektedir. Yabancı dil bildiği
için sadece evlerde ders vermektedir. Bir de şiir yazmaktan başka bir becerisi
yoktur.




Ders verdiği öğrencilerin yaptığı şımarıklıklar onu bezdirmiş ve bu işi
bırakmasına sebep olmuştur. Daha sonra gecesini gündüzüne katarak Fransızca
kitap tercümesi yapmış fakat emeğinin karşılığını alamamıştır. Gittikçe
umutsuzluğa kapılmıştır. Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yla evlenecek
midir? Edebiyatımıza yeni bir yön verebilecek midir? En sonunda Mirat-i Suun
adlı gazetede iş bulur ve gazetede tercümeler yapmaya başlar. Hayatı az çok
düzene girmeye başlar.








Hatta gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi,
A.Cemil’in kız kardeşi İkbal ile evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde
oturan A.Cemil kız kardeşini bahtiyar görmek hevesiyle, güzel bir düğün yapar.
Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler
daha önceden birbirlerini tanımadıkları için, bağdaşamazlar. Vehbi Efendi gayet
kaba, boyuna içen, küstah bir kimsedir. Bir gece Vehbi Efendi hamile olan
İkbal’i öyle hırpalar, öyle bir tekme atar ki, zavallı kadın çocuğunu düşürür.
A.Cemil çıldırmış gibidir, onu Ali Şekip zor zapt etmektedir. Kız kardeşini
ölümden kurtarması lazımdır. Aldığı bütün tedbirlere karşı İkbal’ı ölümün
pençesinden kurtaramaz.








Hüseyin Nazmi uzakça bir vazifeyle dışişlerine
tayin edilmiştir. A.Cemil bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten
ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini zannederek A.Cemil’e başka bir haber
daha verir, Lamia’yı evlendiriyorlardır. Zihninde kızı ailesinin ısrarıyla
evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar. Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür
fakat bir yuva kuramayacağını anlayınca vazgeçer.





Bütün umutları, gelecekle ilgili planları bir bir
sönmüştür. Geriye ne kalmıştır. Bütün ömrünü koyduğu şiirleri mi? Bir an bile
durmadan onları da ocağa atıp yakar. Yanışını gözlerinde yaşlarla izler. O
eserin zaten bir anlamı kalmamıştır.







Mademki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir.
Anadolu da bir vazife alıp gidecektir. Kararını yerine getirir. Dertli anasını
alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbul’u seyreder.
Vaktiyle bütün ışıklar ona elmas gibi görünüyordu fakat şimdi her yer
simsiyahtır.









Ana Fikir



Eserin tema için karamsarlık, ayrılık, aşk, pişmanlık diye
tek bir şey söylemek mümkün değildir. Bunun içindir ki bunların hepsini içine
alan kader belki de bu eserin teması olabilir.







Mai ve Siyah bize
İstanbul’daki sanat ve edebiyat çevrelerini yansıtan başarılı romanlardan
biridir. Romanın kahramanları olan A. Cemil’in basın ve yayın hayatının merkezi
olan çevrelerle ilişkisi bize dönemindeki edebiyat ve kültür hareketlerini
yansıtmıştır. Mai ve Siyah bu bakımdan Servet-i Funun edebiyat akımının romanı
sayılır.






Şahıslar
ve Olaylar






Ahmet Cemil:
Romanın baş kahramanıdır. Olaylar onun etrafında oluşur. Genç, yakışıklı, zeki,
tuttuğunu koparan, aklına koyduğunu yapan, yeni edebiyat anlayışını temsil eden
bir kişiliktir.





Raci:
Ahmet Cemil’in karşısında olan yani eski edebiyat anlayışını temsil eden,onunla
zıt fikirlere sahip, onu çekemeyen ve onun yolunu kesmeye çalışan birisidir.



İkbal:
Ahmet Cemil’in hayatını adadığı sevgili kız kardeşi, iyi kalpli, masum, güzel
hayattan çok acı çekmiş, bahtı kara birisidir.




Vehbi Bey:
İkbal’in kocasıdır. Kaba, bencil, boyuna içen, küstah, karısına kötü davranan,
onun ölümüne sebep olan alçak bir heriftir.




Lamia:
Ahmet Cemil’in çocukluktan kalma en büyük aşkıdır. Ahmet Cemil’in evlenmek
istediği, sevdiği, hayatındaki ideal kadın.




Hüseyin Nazmi:
Lamia’nın abisi ve Ahmet Cemil’in yakın arkadaşı. Ahmet Cemil ile edebiyat
tartışmalarına giren, onu kabullenen ve destekleyen birisidir.






Yazar
Hakkında Bilgi






Halit Ziya UŞAKLIGİL: Türk yazarı. İstanbul’da doğdu.
Mercan Mahalle Mektebi’nden sonra Fatih Askeri rüştüyesine
devam etti. Ailece İzmir’e taşındıklarında öğrenimine İzmir rüştiyesine
devam etti. Mekhitarist okulunda Fransızca eğitimi aldı.İki arkadaşı ile 1884’te
Nevruz dergisi, iki yıl sonra Hikmet gazetesini çıkardı.
1893’te İstanbul’a gelerek Reji idaresinde başkatiplik görevine başladı.






1896’da Edebiyatı Cedide topluluğuna katıldı.Meşrutiyetten
sonra Darülfünunda Batı Edebiyatı dersleri okuttu.Sonra, Darülfünunda müderris
oldu.Hükümet tarafından 1913’te Fransa’ya, 1915’te Almanya’ya gönderildi.
Cumhuriyetten sonra Yeşilköy’deki köşküne çekilerek gazetelerde yazmaya devam
etti. Halit Ziya yazı hayatına, her konuda yazı ve tercümelerle girdi. Yazdığı
şiirler Muallim Naci tarafından ağır bir dille yerilince mensur şiire
yöneldi.1885’ten sonra yazmaya başladığı ilk romanları, Tanzimat romanının
devamıdır. Bunlarda basit şemalarda duygusal aşk hikayeleri anlatılır.






1896’da Servet-i Fünun topluluğuna katıldıktan sonra
Fransız romanlarını, özellikle teknik yapılarını ve anlatım ilkelerini
incelemeye başladı. O yıllarda sürekli okuduğu yazarlar Balzac ve Paul
Bourget’tir. Halit Ziya romanlarında, yaşadığı dönemin toplumsal şartları ve
yetiştiği çevrenin özelliklerini dolayısıyla, genellikle varlıklı kişilerin
hayatını ve meselelerini konu edindi. Kendi hayatına benzeyen hayatları tasvir
etti; romanlarındaki kişiler, olayların oluşumu, Halit Ziya’nın iyi bildiği
çevrelerden seçilmiştir. Roman kişileri tenkitçi bir tavırla ortaya koyan Halit
Ziya, hikaye kişilerine daha çok şefkatle, acıyarak bakar; bunlar iyi yürekli,
fedakar ve namuslu kişilerdir.Bu hikayelerde yazar, romanlarında olduğu gibi,
küçük gözlemlerini değerlendirir.





Halit Ziya, ilk romanlarından beri aradığı anlatıma,
Edebiyatı Cedide döneminde ulaştı.




ESERLERİ







Roman :
Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu,
Kırık Hayatlar.



Uzun Hikayeler :
Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bir İzdivacın Tarihi Muaşakası.



Oyun:
Kabus(1918, Ankara Devlet Tiyatrosunda oynandı.)



Hatıraları:
Kırk Yıl, Saray ve Ötesi,Bir Acı Hikaye...





Servet-i Fünun devrinde, Tanzimat ile başlayan yeni nesir
gelişerek olgunlaşmış ve bu devirde bugün klasik olarak
değerlendirebileceğimiz güzel örnekler meydana getirilmiştir. Servet-i Fünun
romancıları, Namık Kemal’in açtığı “sanatkarane roman” tarzını geliştirerek
modern Batı seviyesine yükseltir. Servet-i Fünuncular yazdıkları hikaye ve
romanlarda tasvir ve tahlil için önemli bir yer ayırmışlardır. Ayrıca bu hikaye
ve romanlarda ilk defa kadın erkekle bir seviyede görülmüştür. Mai ve Siyah’ta
belirtilen özellikler ustaca kullanılmıştır.





Roman ve hikaye tekniğindeki aksaklıklar bu dönemde
ortadan kalkmış, yazarlar anlattıkları olayda aradan çekilmişlerdir.





Servet-i Fünun edebiyatının roman ve hikayede en güçlü
ismi Halit Ziya’dır. Türk nesrinin gelişmesinde önemli etkide bulunmuştur. Halit
Ziya’ya göre güçlü bir Türk nesir üslubunun oluşması için eski nesir
yanlışlıklarından uzaklaşılarak, Fransız nesir üslubunun teknik özellikleri
benimsenmelidir. Bu yüzden romanlarında sıfat tamlamaları ve benzetmelerde süslü
cümleler yer alır.





Halit Ziya’nın romanlarındaki türler genelde yerleşmiş ve
çevresinden sağlanmıştır. Sağlam bir tekniğe sahiptir. Bu romanlarında göze
çarpmaktadır. Romanlarında yaşadığı dönemin etkisi görülür. Özellikle Fransız
realist ve naturalistlerin tesirinde kalmıştır. Bunda aldığı eğitimin payı
büyüktür. Batılaşma üzerinde durur. Genellikle realist ve psikolojik eserler
vermiştir. Roman konuları genellikle aydın çevreler, hikaye konularını ise halk
tabakasından seçmiştir. Kahramanlarını yaşadığı çevreden seçmiştir. Yazar
genellikle belli bir kesimi ele alır ve o cemiyetin hastalıklı tiplerini işler.
Bunlar “ev içi” romanlarıdır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://turkiye.canadaboard.net
 
Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Siyah-Beyaz Manzaralar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : : :: EDEBİYAT DÜNYASI :: Kitap Tanıtım Standı-
Buraya geçin: