| Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:53 pm | |
| ZEYNEP HATUN
--------------------------------------------------------------------------------
Divan şiirinin bilinen ilk kadın şairi. 15. Yüzyılda yaşamış bir kadı kızı ve bir kadı eşi. Çağdaşı olan Mihri Hatun ile aralarında latifeler ve karşılıklı şiir söyleşmeleri var. Divanı, Sultan Mehmet adına düzenlendi. Zeynep Hatun, şiirlerinde, kadının isteklerini, açgözlülük olarak nitelendirir ve döneminin kadınının aşağılık konumundan sıyrılma isteğini anlatır. Zeynep Hatun, bir şair olarak kabul görebilmek için, arzularının “merdane” olmasını ister. Tıpkı alçakgönüllü bir erkek gibi, bilge olmak isteğini vurgular. Yumuşaklık, sevecenlik gibi kadına özgü bazı değerleri, zayıflık ve ruhsal eksiklik diye nitelendirir. Aşık Çelebi, “Mesairus Şuara” adlı kitapta, Zeynep Hatun’un yaşamının son döneminde şiiri bıraktığını, inzivaya çekildiğini anlatır.
Örnek Gazel
GAZEL
Keşfet nikabını yeri göğü münevver et Bu âlem anasırı firdevs-i enver et
Depret lebini cüşe getir hacz-i kevseri Anber saçını çöz bu cinanı muattar et
Hattın berat verdi saba yeline dedi Tez er Hatay'a Çin'i tamam et müseehhar et
Yâra yolunda âşk ile derdinden ölenin Kim der sana ki hecr ile cânın mükedder et
Zeynep çü dost zülfü gibi tarümarsın Divane olma şiirini divan ü defter et
Zeyneb ko meyli zinet-i dunyaya zen gibi Merdane var Sade-dil ol terk-i ziver it | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:54 pm | |
| MİHRÎ HATUN
--------------------------------------------------------------------------------
1460 ya da 1461'de Amasya'da doğdu ve 1506'da yine burada öldü. Asıl adı Mihrünnisa ya da Fahrünnisa. "Mihrî" mahlasını kendisi de bir şair olan babası Mehmet Çelebi bin Yahya'dan (Belâyî) aldı. Hiç evlenmedi. Sultan 2. Bayezid ve oğlu Şehzade Ahmed’in Amasya Valiliği sırasında kentte toplanan bilgin ve sanatkarların meclislerine katıldı. Mihrî Hatun, Zeynep Hatunla birlikte adı bilinen ilk Türk kadın şairlerinden. Güzelliğiyle bölgede ün salan Mihri Hatun, sade bir dille yazdığı kaside ve gazelleriyle tanınır. Diğer divan şairi kadınlardan aşkı çekinmeden kullanmasıyla ayrılır. Şairi Necati Bey’i kendisine örnek aldığı, şiirlerini Necati Bey'e gönderip fikrini öğrenmeye çalıştığı iddiaları da var. Söylentilere göre Necati Bey ile aralarında duygusal yakınlaşma vardı. Ayrıca şiirlerinde, Müyyedzâde Abdurrahman Çelebi ve Sinan Paşazâde İskender Çelebi’ye duyduğu aşka dair ipuçlarına da rastlanır. Mihri Hanım Divanı 1967'de Moskova'da basıldı.
Örnek Gazel GAZEL
GAZEL
Ben umardım ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın Ne bileydim ki seni böyle cefâ-kâr olasın
Hele sen kaaide-î cevrde eksik komadın Dostluk hakkı ise ancağ ola var olasın
Reh-i âşkında neler çektüğüm ey dost benim Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın
Sözüme uymadın ey asılası dil dilerim Ser-i zülfüne anın âhiri ber-dâr olasın
Sen ki cân gül-şeninin bi gül-i nev-restesisin Ne revâdır bu ki her hâr ü hasa yâr olasın
Beni âzâde iken aşka giriftâr itdin Göreyim sen de benim gibi giriftâr olasın
Bed-duâ etmezem ammâ ki Huda’dan dilerim Bir senin gibi cefâ-kâra hevâ-dâr olasın
Şimdi bir hâldeyüz kim ilenen düşmanına Der ki Mihrî gibi sen dahi siyeh-kâr olasın | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:54 pm | |
| ANİ HATUN
--------------------------------------------------------------------------------
Doğum tarihi bilinmiyor. 1710'da Yenişehir-Fener'de yaşamını yitirdi. Asıl ismi Fatma. Kültürlü bir ailenin kızı olarak İstanbul’da doğdu. Akıllı, bilgili ve eğitimli olan Ani Hatun, “Hace-i Zenan (Kadınların Hocası)” lâkabıyla anılmıştır. Arapça öğrendi, doğu ve Batı edebiyatlarıyla ilgili çalışmalar yaptı. Bir divanı olduğu sanılıyor ama bulunamadı. Usta bir hattat olarak da ün yaptı. Bazı metinlerde hattatlığının şairliğinden bile üstün olduğu belirtilir.
Örnek gazeli GAZEL
Feramuş itti hayli dem beni yad itmeden kaldı Benim çok sevdigim mahzunu dilşad itmeden kaldı
Nola t'amirine kasd itmese şah-ı cihan banım Bilür kim hatır-ı viranım abad itmeden kaldı
Kalupdur bahr-i gamda fülk-i dil yok sahil-i maksud Hayıflar rüzgarim bana imdad itmeden kaldı
Düşelden ran-ı aşk-ı yare zar ü natüvandır dil Ser-i kuyinde halim yare feryad itmeden kaldı
Niçün derpey olur Ani ki hal-i Kays'ı bilmez mi O biçare yetürdi kendin irşad itmeden kaldı | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:55 pm | |
| FITHAT HANIM
--------------------------------------------------------------------------------
İstanbul'da doğdu, doğum tarihi bilinmiyor. 1780'de yine İstanbul'da yaşamını yitirdi. Asıl adı Zübeyde. Şeyhülislam Ebu İshakzade Mehmet Esad Efendi'nin kızı. Özel derslerle eğitildi. Küçük yaştan itibaren edebiyat ve şiirle ilgilendi. Rumeli Kazaskerlerinden Mehmed Efendi ile evlendi. Günümüze kadar gelen kadın şairler arasında en dikkat çekicilerden biri. Aydın ve şairi bol bir çevrede yetişti, döneminin sanat-edebiyat çevrelerinde bulundu. Şiirleri kadar nükteleri, Koca Ragıp Paşa ve şair Haşmet ile aralarında geçen şakalaşmalarla da bilinir. Ancak günümüze ulaşan bu şakaların bir kısmının uydurma olduğu sanılıyor. Türkçe'yi çok güzel kullanır, şiirlerinde zaman zaman halkın konuştuğu dile de yer verir. Ama şiirlerine kadın içtenliği ve inceliği yansımaz. Yayınlanmış bir divanı var. Kendisini anlamayan, ruhuna denk düşmeyen, şiirle uğraşmasına bir anlam veremeyen kocası Derviş Mehmet Efendi ile evliliğinde mutlu olmadığı biliniyor.
Şiirlerinden Örnekler
ŞARKI
Beni derdinle yeter zâr etdin Yok mu insâfın a zalim söyle Çeşm-i mestin gibi bîmâr etdin Yok mu insâfın a zalim söyle
Ruhların taze gülü handandır Leblerin derd-i dile dermandır Sühanın mürde-i aşka candır Yok mu insâfın a zalim söyle
Âşık-ı zâre cefâ kârındır Öldüren gamze-i hunharındır Eden ihyâ yine güftarındır Yok mu insâfın a zalim söyle
Ey Sehi-kamer ü şîrin-güftâr Bülbül-i vird-i ruhun gerçi hezâr Var mıdır bencileyin âşık-ı zâr Yok mu insâfın a zalim söyle
GAZEL
Neşve-i cam-ı muhabbetle gönül cuş eyler Çekilen der ü gamı cümle feramuş eyler
Kıl hazer alma sakın aşık-ı zarın ahın Seni bir şuh-ı sitemkara felek dun eyler
Bir nigehle komadı derdimi takrire mecal Çeşm-i mestin nice guyaları hamuş eyler
Hale-i mah gibi sineye çekmiş mihri Bezm-i vuslatta o kim yari deraguş eyler
Sen hem gülşen-i hüsnünde figan et cü hezar Fıtnata derd-i dilin belki o gül guş eyler | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:55 pm | |
| LEYLÂ HANIM
--------------------------------------------------------------------------------
Sudur'dan Moralı Zâde Hâmid Efendi'nin kızı ve Keçecizâde İzzet Molla’nın yeğeni. Çocuk denecek yaşta babasını kaybetti, aynı dönemde evlendirildi, bir hafta içinde ayrıldı. Dönemin ünlü şairleri ve dayısı olan Keçecizade İzzet Molla'dan özel ders adı. Saray kadınlarıyla yakın ilişkisi olduğu bilinen, iyi eğitimli ve çok kültürlü bir şair. Hazır cevaplığı ve şakacılığı ile de tanınır. Mevlevî tarikatına katıldı. Mihrî Hatun kadar olmasa da kadın duygularını dile getirmesi ve döneminin koşullarında bir kadın için serbest sayılabilecek söyleyişiyle dikkat çeker. Edebî bir çevrede yaşadığı için verimli bir şair. Şiir dili açık ve sade. Bir Divanı var. 1848'de yaşamını yitirdi. Galata Mevlevihanesi kabristanında toprağa verildi. Pür âteşim açdırma sakın ağzımı zinhâr, mısrasıyla başlayan, Zâlim beni söyletme derûnumda neler var, nakaratlı şarkısı çok ünlü.
Örnek Gazeller
GAZEL
Yârin âşıkları ile ülfeti pek güçtür güç O peri vahşidir unsiyyeti pek güçtür güç
Sakın aldanma gönül vâ'd-i visâl-i yâre Sonra derd ü elem ü mihneti pek güçtür güç
Beni âfv eyle eğer meclise girdiyse rakip Çekemem doğrusu bu sıkleti pek güçtür güç
Ders-i aşkı açalım dersini vaiz kapasın Zâhidin bârid olur sohbeti pek güçtür güç
Sohbeti yâr ile de pekçe uzatma Leylâ O peri vahşidir ünsiyyeti pek güçtür güç
GAZEL
Her seherde Kâbei kûyında estikçe nesim Âşıka zülfi siyahından gelir anber şemim
Naveki müjgânı gönder sinei mecruhuma Kûşei gamda dili mahzunuma olsun nedim
Kalim bu aşk ile yanmaktan ey meh ruzüşeb Yok bana derdü elemden başka bir yârı kadîm
Şiddeti düzahla korkutma beni gel zahida Aşkıma nisbet benim bir şey midir narı cahim
Kûşei cennet dahi olsa safayab olmayız Aşk ile olduk hele külhan bucağında mukim
Zulmu çok ettin bugün Leylâ'ye ey şahı cihan Ruzi mahşerde seninle eylesin bahsi azîm | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:55 pm | |
| ŞEREF HANIM
--------------------------------------------------------------------------------
1809'da İstanbul'da doğdu, 1861'de yaşamını yitirdi. Yenikapı Mevlevihanesi kabristanına defnedildiği sanılıyor. Mehmed Nebil Bey'in kızı. Şairi bol ve kültürlü bir ailenin mensubu. Kadirî ve Mevlevî tarikatlarına girdiği biliniyor. Sıkıntılarla dolu bir yaşam sürdü. Padişah II. Mahmud ve Valide Sultan’a yazdığı şiirlerinde bu sıkıntıları anlatır. Geleneksel kalıplar içinde kalan şiirleri sadelikleri ve düzgün anlatımlarıyla dikkat çeker. İlk kez 1867'de Matbaai Âmirane'de basılmış bir divanı var.
Şiirlerinden Örnekler KASİDE
Kasîde-i Bahâriyye der Hakk-ı Müşâriin-ileyh - Berây-ı Âlî Paşa - Açıl ey gonce-i zîbâ açıl fasl-ı bahar oldı Hezârın hasret-i dîdâr ile derdi hezâr oldı
Donandı her taraf üşkûfe-i elvan ile yer yer Yine sun'-ı Cenâb-ı Kird-gârı aşikâr oldı
Takarrub edicek teşrifi sultân-ı gülin nâ-gâh Dikildi tûğ-ı şâhî bağ u sahra kânı-kâr oldı
Bahar erdûsını sünbül-teber tebşire geldikde Kurup çadır çiçekle muntazır her kûh-sâr oldı
Bu eyyâm-ı ferah-zâye tahassür çekmeden fulya Sarardı sureta bir âşık-ı zar u nizâr oldı
Meğer neşv ü nema bulmuş şarâb-ı erguvan ile Anın'çün çeşm-i dilber gibi nergis pür-humâr oldı
Görüp zülf-i arûsın ziynet ü dârâtını bî-şekk Civan perçem başa çıktıkda gayet dil-figâr oldı
Benefşe çıkdı her-câyî deyu ifrât-ı ye'sinden Olup sünbül perişan lâle yek-ser dâğ-dâr oldı
Eder şeb-bû ile ay-çiçeği gece safa, mehtâb Görince fûl-ı bahrî yollar üzre hep nisâr oldı
Düzüp zerrin kadehle bezmini çark-ı felek güya Çekildi bir kenâre cümleden sâhib-vakâr oldı
Sarıldı nahl-ı leylâk üzre güya bir çiçekli şal Bakup serv u sünûber bîd-i reşkiyle çinâr oldı
Şakâyıkda görince revnak ü rengi kemâlinde Hasedle zenbakın hep akl u fikri târ u mâr oldı
Bilür erbabı kadrin bak alur göz ile haşhaşa Ki attâr-ı felekden ehl-i keyfe ber-güzâr oldı
Karanfil yâsemen aşkile sîne çak çak etdi Ya her dem tazeye meyi etmede bî-ihtiyâr oldı.
Ne kabil misk-i Rûmî ıtr-ı şâhîyle ola hem-bû Girince araya şimşir bu da'vâ ber-karâr oldı
Bütün ezhâre hâlât-ı hazânı etmeğe ifşa Gelüp kartopu güya tercemân-ı rûzigâr oldı
Bahâriyye temam olduysa da ey hâme güya ol Gazel de söylemek şâirlere çünkim şiar oldı
Yine ey gül-izâr-ı işve vakt-ı âh u zar oldı Bu da'vâya delîl ü şâhid istersen hezâr oldı
Buyur geşt ü güzâr et cümle ezhârı çemen-zârın Kudûmın öpmeğe hep dîde dûz-ı intizâr oldı
Görince bülbülün cûş u hürüsün fart-ı gayretle Benim de seyl-i eşkim ğıbta-bahş-ı cûy-bâr oldı
Gelüp bâd-ı sabâ dedi Şeref geç bu hevâlardan Bu nazmın gerçi evrâk-ı sipihre yadigâr oldı
Ne sarf etdin bahara cevher-i güftârını ancak Sebeb-i asayiş dünyâya bir âlî-tebâr oldı
Edersin medh ol zât-ı şerifi et ki âlemde Senası mahz-ı farz u her sağar ü her kibar oldı
Bu vasfa Hazret-i Alî Emîn Paşa sezadır kim Duây-ı devleti vird-i zeban ü her diyar oldı
Makâm-ı âliyi teşrif edel'den zât-ı ülyâsı Umûr-ı hâriciyye nâzırıyle pür-vakâr oldı
Huzurunda şükûfe şîşesi olmak ümidiyle Ne rütbe şimdi çeşm-i bülbüle bak i'tibâr oldı
Nesîm-i lutfı ğâlibdir bahara ehl-i hâcâtın Nihâl-i maksad u amali hep pür berg ü bâr oldı
Nisâr olmakda gerçi cümleye nakd ü inâyâtın Senin hakkında ise şad hezâr u bî-şümâr oldı
Düşüp ümmîd-i afv ile der-i ihsanına gönlüm Bilür cürm ü kusûrın pây-mâl-i i'tizâr oldı
Kerem-kârâ şeref-sadrâ sipihr-i devlete bed-râ Eğerçi bunda ıtrâ'-ı makâla ibtidâr oldı
Vesîle-cûy idim neşr etdim işte bu bahaneyle Bütün ezhâr bûy-i midhatinden hisse-dâr oldı
Kıyâs olsa yanında bir içim su gibidir nîsân Ki cûd u şefkatin baranı bahr-ı bî-kenâr oldı
Umûrında muvaffaksın o rütbe zanneder herkes Ya Zât-ı Hızr yâ tevfik-i Bari müsteşar oldı
Bekây-ı ömr ü ikbâlindir elbet matlabı halkın Vücûdın mutlaka dünyâya lutf-ı Gird-gâr oldı.
Penâh eden hücûm-ı ceyş-i gamdan olur asude Der-i Devlet-meâbın bir hısâr-ı üstüvâr oldı
Değil fahriyye yazmak gerçi haddim kendi hakkımda Bana Zât-ı Şerifin lîk mahz-ı iftihar oldı
Ederken âh ü feryâd endelib efsâne dinlemez Şeref, başla du'âya gayrı vakt-ı İhtisar oldı.
Akîb-i cemrede her sal meymûn fal dendikce Cihâna feyz-i nevrûzın yeter pertev-nisâr oldı
Riyâz-ı ömr ü câhı haşre-dek her dem bahar olsun Denildikçe yine vakt-ı safay-ı gül-izâr oldı.
(Mefaîlün mefaîlün mefaîlün mefâîlün) | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:56 pm | |
| ÂDİLE SULTAN
--------------------------------------------------------------------------------
1825'te İstanbul'da doğdu, 1898'de yaşamını yitirdi. Sultan II. Mahmut ile eşlerinden Zernigar Sultan'ın kızı, Sultan Abdülmecit'in kız kardeşi. Sarayda özel eğitim gördü. Kaptan-ı Derya ve sonradan Sadrazam olan Mehmet Ali Paşa ile evlendi. Önce üç çocuğunu, sonra kocasını ve ardından da genç kızı Hayriye Sultan'ı kaybedince acıya boğuldu. Nakşîbendi tarikatına girdi. Şiirleri 1996'da "Adile Sultan Dîvânı" adıyla yayınlandı. Şiirleri genellikle çocukları, eşi ve kızı Hayriye Sultan'ın ölümlerinden duyduğu derin üzüntüyü yansıtan manzumelerden oluşur. Çağdaşı olan Leylâ ve Fıtnat Hanımlardan daha az başarılı bir şair sayılır. Aruzun yanı sıra hece ölçüsüyle de şiirler yazdı. Türbesi İstanbul Eyüp'te Bostan İskelesi yakınında. İstanbul'da pek çok hayır eseri bıraktı, ayrıca babası onun adına birçok eser yaptırdı. Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman) Divanı’nın basılmasını sağladı.
Şiirlerinden Örnekler GAZEL
Aşktır min-evvel ilâ âhir kevn ü mekân Aşktır gâhî dil ü cânda nihân gâhi ayân
Aşktır eden cemâl-i pâk-i cânâna nazar Aşktır ol gonca gül rûyu için bülbül olan
Aşktır dü-âlem içre cânı yâra vasl eden Aşktır dâim olan hem mahrem-i esrâr-ı cân
Aşktır çün dilde misbah-ı tecellîyi yakan Aşktır bil "küntü kenz" birle miftâh-ı cinân
Aşktır bî-kayd pervâz eyleyip sîmurg-veş Aşktır dost ellerini dâima seyrân eden
Aşktır mir'ât-ı kalbi eyleyen sâf ü celî Aşktır dilde veren nûr-ı ziyâyı her zamân
Aşktır kalbi kılan pür-nûr mihr-i mâh-veş Aşktır şem'-i cemâle karşı pervâne yanan
Aşktır hem saykal-ı mir'at-ı esbâb-ı derûn Aşktır bir âteş-i cân-sûz ey dil sen de yan
Aşktır beyt-i dili meyhâne-i irfân eden Aşktır Leylâları Mecnûn ü ser-gerdân eden
Aşktır fehm ile iş'âr eyleyen derd-i dili Aşktır bak Âdile çarhı eden keşf ü beyân | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:56 pm | |
| FERİDE HANIM
--------------------------------------------------------------------------------
1837'de Kastamonu'da doğdu. Kasmatonu ulemasından Bahar Zade Hammami Mehmet Reşit Efendi'nin kızı. İlk eğitimini medresi öğretmeni olan babasından aldı. Arapça ve Farsça öğrendi. Güzel yazı'ya yani "hat"a merak saldı. Bolulu İzzet Paşa'nın divan katipliğini yapan Ali Raif Efendi ile evlendi. İstanbul'a taşındılar. Feride Hanım 25 yaşında iken eşini kaybetti. İstanbul'dan Kastamonu'ya giderek yaşamını burada tamamladı. 1903'te öldü. Şiirleri arasında epey yer tutan Muhammediye'leri ile tanınır.
Şiirlerinden Örnekler
GAZEL
Ah kim çıkdı elimden koynumun zer saati Hasretile kalmamışdır gönlümün hiç rahatı
Yâdigar-ı yâr idi doğru gider gamhar idi Yirmibeş yıldan beru itmiş idim ünsiyeti
Zer gibi zerd ola ruyi hem ayarı nakş ola Mekr ile biganeler ger eyledise sirkati
Yelkavan veş ruzü şeb zevki içün çeksin taab Soksun akrebler vücudın göre rencü mihneti
Kıldı rekkası felek çerh gibi sergerdan beni Nice dolaplar ile virdi bana çok zahmeti
Yetdürür zinciri zülfü yâr ile bend olması Kayd olup derdü game çekmekden ise firkati
Ben Feride veş gamü mihnetle ferdim dehrde Geçmedi alâmsız biçarenin bir saati
(Kocasının ölümü üzerine yazdığı gazel) | |
|
| |
JosE FATIHIO AdmiN
Mesaj Sayısı : 1544 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 14/09/07
| Konu: Geri: Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler 2007-10-07, 2:56 pm | |
| HATİCE NAKİYE HANIM
--------------------------------------------------------------------------------
Müneccimbaşı Osman Saib Efendi'nin kızı. 1846'da ikiz kardeşiyle birlikte dünyaya geldi. Sıbyan mektebinde okudu. Annesini küçük yaşta kaybetti. Teyzesi tarafından büyütüldü. Darülmuallimat'tan mezun oldu. Yenikapı Mevlevihanesi müritleri arasına girdi. Ali Fuat Bey'in Maarif Nazırlığı döneminde Darülmuallimat'ta öğretmenliğe başladı. Farsça ve tarih öğretti. Lügati Farısiye sözlüğünü hazırladı. Bir süre Mısır'da kaldı. Sultan Mehmet Reşat döneminde bazı şehzade ve sultanlara öğretmenlik yaptı. II. Abdülhamid tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirildi. 1899da yaşamını yitirdi. Yenikapı Mevlevihanesi Çınaraltı Kabristanı'nda toprağa verildi. 40 kadar gazel, methiye, şarkı, müstezad, tahmis, terci-i bend ve kıt'a yazdı. Döneminin kadın şairlerinden Şeref hanımın yeğeni idi. Onun divanının ikinci basımını hazırladı. Dergilerde dağınık halde olan şiirleri derlenemedi. Bir bölümü Türkçe olan bu şiirlerden bazıları kardeşi Nebil Bey’in Divan’ının sonunda, bir kısmı da Ahmet Muhtar Bey tarafından yayımlandı. Hiç evlenmedi.
Şiirlerinden Örnekler
KOŞMA
Eyvah aşkınla yandım Sonra cevrinle kandım Aldandım sözlerine Seni vefalı sandım
Ver bir dolu içeyim Gör aşkınla niceyim O mahmur gözlerinden Ben nasıl vaz geçeyim
Kadehler durmasun boş İçüb olalım serhoş Çünki ağyar sözünden Yâr ile aram bir hoş
Şimdi dil biçaredir Aklım pek âvaredir Ayrılık ateşinden Ciğerim pür yaredir
Sinemi hicri dağlar Gözlerim irmakdır çağlar Nakiyye'nin halini Gören kâfirler ağlar | |
|
| |
| Osmanlı Edebiyatında Kadın Şairler | |
|