: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : :
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


TüRkİyE'nİn ''EN'' SüPer FoRuM SiTeSi
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Jean-Paul Sartre

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
JosE FATIHIO
AdmiN
AdmiN
JosE FATIHIO


Mesaj Sayısı : 1544
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 14/09/07

Jean-Paul Sartre Empty
MesajKonu: Jean-Paul Sartre   Jean-Paul Sartre Empty2007-10-07, 5:49 pm

Jean-Paul Sartre Sartreby4

Jean-Paul Sartre

21.6.1905 - 15.4.1980


"Özgürlüğe Mahkûm"

Varoluşçuluğun
başta gelen temsilcisi, Fransız yazar Sartre, çalışmalarıyla politik
gelişmeler üzerinde etkili olmayı denedi. Düşüncelerinin odak
noktasında, hayata ancak kendi sorumluluğunu üstlenerek bir anlam
katabilen özgür insan bulunmaktadır.

Sartre Paris'te dünyaya gözlerini açtı. Deniz subayı olan babası öldükten sonra annesi yurdu Alsas'a döndü.


Paris'te
bir müddet okula devam ettikten sonra, Sartre 1916'da annesi ve üvey
babasıyla La Rochelle'e taşındı. 1919'da Paris'e dönüp liseyi 1922'de
bitirdi. 1924-28 yılları arasında felsefe öğrenimini sürdürürken
sonraki hayat arkadaşı Simone de Beauvoir ile tanıştı. Askerlik
hizmetini Tours'da meteorolog olarak tamamladıktan sonra, 1936'ya kadar
Le Havre'da felsefe öğretmenliği yaptı.

1938 La nausée Laon'da
bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Sartre Paris'te ünlü Pasteur
Lisesine atandı. 1938'de La nausée (Bulantı) adlı ilk romanını
yayınladı. Burada düşsel bir günce biçiminde bir kişiliğin çöküşü
belgelenmektedir. Antoine Roquentin adlı tarihçi önce işinden, daha
sonra eşyalardan ve en sonunda da insanlardan iğrenir. Ancak kendisini
tanımanın mutlak noktasında (burada kendinden iğrenmesi), insan tümüyle
özgürlüğe kavuşur ve kendi hareketleriyle hayatın anlamını saptar: Yani
özgürlüğe mahküm edilmiştir.

1943: İlk Dramı Le mur (Duvar)
adlı öyküsü çıktıktan kısa bir süre sonra, Sartre II. Dünya Savaşı'na
katıldı ve 1940'ta bir yıllığına Almanlara esir düştü. 1943'te Les
mouches (Sinekler) adlı yapıtını yayınladı. Bu ilk dramında yazar,
insanın hareketlerinde tamamen özgür olduğuna ilişkin varoluşçu
tasarılarını geliştirdi. Argos kentinin sineklerin hücumuna uğradığı
eski Yunan Atrid efsanesine dayanarak oyunun kahramanı Oreste,
Klimnestra ve Aegista adlı Tiran ikilisini öldürerek "özgürlük
hareketini" gerçekleştirir. Bu oyun Fransız direniş kuvvetlerinin
işgalci Almanlara karşı bir uyarısı olarak yorumlandı. Sinekler'den
çıkarılan ve Sartre'ın aynı yıl içinde ilk felsefi ana yapıtı L'étre et
le néant'da (Varlık ve Hiçlik) kaleme aldığı varoluşçuluğunun özünde,
hiçbir Tanrıya hesap vermek zorunda olmadığı ve özgürlüğü kısıtlandığı
zaman her tür rejime karşı öldürmeyi bile göze alabileceği, insanın
kendi sorumluluğu yatmaktadır.



1944: Huis clos (Gizli
Oturum, 1944) adlı dramında Sartre, bireyin özgürlüğe ulaşma
çabalarında başkalarını özgürlüğü bulma (anlam arayışı) çalışmalarında
kısıtladığını açıkça ortaya koymaktadır. Burada cehennemde bir odada üç
kişi sonsuza dek hapsedilmiştir. Bu oyun "cehennem, işte o
başkalarıdır" gerçeğinin anlaşılmasıyla doruk noktasına varır. 1945'te
Les temps modernes (Modern Zamanlar) adlı felsefe dergisini kuran
Sartre, arkadaşı Albert Camus ile birlikte gzistansiyalizmin başta
gelen temsilcisi oldu.

1960: Diğer Felsefi Anayapıtları

Sartre,
Les mains sales (Kirli Eller) adlı dramında komünist dogmatizminin de
insanlık dışı olduğunu ileri sürerek maskesini düşürdüğü halde, gene de
komünizmi toplumsal değişikliğe olanak tanıdığı için kabul etti.
Siyasal ve felsefi düşünceleri farklılaşınca, 1952 yılında Camus ile
bozuştular.

La critique de la raison dialectique (Diyalektik
Aklın Eleştirisi, 1960) adlı itirafnamesinde Sartre, bireysel özgürlüğü
sınıf bilinci ve psikanalizle birleştirmektedir.



Les
mots (Sözcükler) adlı otobiyografik yapıtında Sartre, 1964'te politika
üzerinde etken olmadığını itiraf etti ve aynı yıl içinde kendisine
verilen Nobel Edebiyat Ödülünü reddetti.

Dört yıl sonra Prag
ilkbaharı* isyanının bastırılmasından sonra Sartre komünizme sırt
çevirdiyse de, 1968 öğrenci hareketleri karşısında toplumsal bir
değişikliğin olabileceğine ilişkin umutları yeşerdi. Edebiyat ve sanat
konusunda sayısız deneme yazısının yazarı Sartre, 70'li yıllarda
teröristlerin insani bir biçimde muamele görmesini savundu. Bir göz
rahatsızlığı yüzünden gözleri hemen hemen hiç görmeyen Sartre 1980
yılında, 74 yaşında Paris'te hayata gözlerini kapadı.



Diğer Önemli Dramları

1946 Morts sans sépulture (Mezarsız Ölüler): Direniş savaşçıları inandıkları ideal uğruna ölüme giderler.

1946
La putain respecteuse (Saygılı Yosma): Irkçılığı, rüşvetçiliği ele alan
ve ezilenlerin zorla bir devrim gerçekleştiremeyeceklerine ilişkin bir
oyun.

1951 Le diable et le bon Dieu (Şeytan ve Yüce Tanrı): Dindar bir insan devrimci bir varoluşçu haline gelir.

1959
Les séquestres d'Altona (Altona Mahpusları): Nasyonal Sosyalist
Almanya'da rejime katılanların sorumluluğunu işleyen bir oyun.


*
"Prag Baharı" olarak bilinen A. Dubcek yönetiminin 1968'deki reform
girişimleri Sovyet birliklerinin askeri müdahalesiyle engellendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://turkiye.canadaboard.net
 
Jean-Paul Sartre
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : : :: EDEBİYAT DÜNYASI :: Şairler Ve Yazarlar-
Buraya geçin: