: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : :
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


TüRkİyE'nİn ''EN'' SüPer FoRuM SiTeSi
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU -->Anamın Kitabı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
JosE FATIHIO
AdmiN
AdmiN
JosE FATIHIO


Mesaj Sayısı : 1544
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 14/09/07

Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU -->Anamın Kitabı Empty
MesajKonu: Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU -->Anamın Kitabı   Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU -->Anamın Kitabı Empty2007-10-02, 12:20 am

Alıntı :
KİTABIN ADI Anamın Kitabı
KİTABIN YAZARI Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
YAYINEVİ VE ADRESİ İletişim Yayınları Cağaloğlu / İSTANBUL
BASIM TARİHİ 1999

KİTABIN KONUSU:Çocukluk yıllarında çok acı çekmiş bir çocuğun bu anılarının onu nasıl etkilediğini ve sonuçlarını anlatır.
KİTABIN ÖZETİ :
Yakup
Kadri Karaosmanoğlu’nun belki bütün romanlarımın anahtarlarını verdiğim
kitabım dediği “Anamın Kitabı”onun en önemli eserlerinden biridir.
Eserde, yazar çocukluk anılarından bahsetmekte, bunu yaparken de
şuuraltı tekniğinden yararlanmaktadır. İnsanın alınyazısının çocuklukta
yazıldığını ve hangi yaşa girerse girsin, şuuraltında daima çocukluk
kaldığını savunur.
Yakup Kadri, Aydın ve Manisa’da hüküm sürmüş
Karaosmanoğulları sülalesine mensuptur. Yazar altı yaşına kadar
babasının Mısır’daki İbrahim Paşa Konağına yerleşmiş ve İkbal Hanımla
evlenene kadar burada yaşamıştır. İkbal Hanımla evlendikten sonra
Kahire’ye yerleşmiştir. Daha sonra İbrahim Paşanın ölmesi nedeniyle
Manisa’ya yerleşmiştir. Eser, hayatının doğrudan doğruya bu
bölümleriyle ilgilidir.
Yazar babasını, çevresinde çok saygın bir
kişiliğe sahip olmasına rağmen sevmez. Babasının konuşma tarzı,
hareketleri, konuşması ve bilhassa annesine karşı olan davranışları
yazara çok ilkel gelir. Nitekim babası eve geldiğinde önüne konulan
terlikleri giydikten sonra annesini peşinden sürükler, kendisi ile
ilgilenilmekte biraz gecikilse evi velveleye vererek huzursuzluk
çıkartır.
Yazarda geçmişe daima bir özlem vardır. Lalasıyla Nil
boyunca Ehramlara doğru ya da şehrin kalabalık caddelerine doğru
yapılan gezintiler, hele babasıyla şehrin hayvanat bahçesi
karakterindeki “Özbekiye Bahçesine” yaptığı araba gezintileri onun için
tadına varılmaz saatlerdir.
Mısır’daki bu ihtişam dolu çocukluk
günlerini, altı yaşında geldiği Manisa’daki sıkıntılı günler takip
eder. Burada, okula giderken uyku sersemi kalkışını, eline “Amme Cüzzü”
tutuşturularak sokak kapısından dışarı bırakılıverişini, kendisine
kahvaltı olarak bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peyniri
sunuluşunu hiç unutmaz. Hele okula giderken yolun bozukluğu onun için
işkence dolu saatlerdir.
Okul hayatı ise ona göre pek verimsizdir.
Okulun doksanlık kapıcısı onu teneffüslerde rahat bırakmaz. Sınıf
hocası Mustafa Efendinin daima çatık ve kızgın suratı, okulun müdürü
Hüseyin Efendinin şimşir sopası da onu rahatsız etmektedir. Ama yazarı
mektepten asıl yıldıran okulun pisliği ve mundarlığıdır. Bu nedenle
biraz utangaçlığından, bilhassada bu ağır koku yüzünden annesinin
kendisine hazırladığı yemeği bile yemez, arkadaşlarına bırakır.
Mısır
dönüşü Karaosmanoğulları sülalesi kendilerine itibar göstermediğinden
sıkıntılı günler yaşarlar. Kendilerine babasının arkadaşı Hulusi Bey
kucak açar. Onun konağında önce misafir olarak birkaç gün kaldıktan
sonra konağın yanındaki küçük evi kiralalar. Bu evde yazarın ilk
dikkatini çeken şey, evin arka kısmından kendisine çok yakın görünen
Manisa Dağıdır. Dağa baktıkça, dağdaki boz renkli kaya diz çökmüş bir
deve gibi, buradaki inde aslan gibi görünür kendisine. O dağdaki tabiat
şekillerini iniş, yokuş, yar, oyuk, tepe masallardaki peri padişahının
sarayındaki denizlere, kulelere benzer varlıklarmış gibi düşünür.
Sürekli olarak bu dağa gitmek ister. Bir gün komşusunun oğlu Cemal ile
oraya giderler. Fakat beklediğini bulamaz, hayal kırıklığına uğramıştır.
Çocukluğunda
en derin, en ihtiraslı sevgisini tercih ettiği insan Afet Ninesidir.
Ninesi, Kadri Beyin küçüğü Nazif Beyi kaybettiğinden bu yana tek
sevgisini torunu Yakup Kadiri’ye yöneltmiştir. Ninesi onlarda kaldığı
süreçte Yakup Kadri ondan ayrı yatmaz. Hatta ninesi hastalandığında
bile ondan ayrılamaz. Hele ninesi kendi evine dönmeye kalsın; evde
kıyametleri kopartır, günlerce ağlar, yemekten içmekten kesilir,
evdekilere hayatı zehir eder.
Babasının hastalığı da eserde geniş
yer alır. Babası hayatının son devresinde kendisini dünyadan iyice
çekerek ahirete verir. Seccadesinin başına oturarak saatlerce tespih
çeker, on dakikada kılınacak namazları yarım saatte bitirir. Yakup
Kadiri’ye Kuran-ı Kerim öğretmeye çalışır. Ama Yakup Kadri bunu hiç
beceremez. Yazarı bu derslerden evde bozulan antika saatler kurtarır.
Babası günlerce saatleri yapmaya çalışır ama muvaffak olamaz.
Babası
ölümüne doğru “Ramazanı Şerif” geliyor diye evin içinde çocukça bir
sevinçle dolaşır. Ramazanı mutlaka İstanbul’da geçirmek niyetindedir.
Fakat gidecekleri günün arifesinde babası ansızın hastalanarak yatağa
düşer. Hastalığı çok ağırdır, çok geçmeden ölür. Yakup Kadiri’yi
ölümden ziyade kardeşiyle birlikte komşusunun evinde geçirdikleri
ayrılık geceleri etkiler. Babasının cesedi önüne götürüldüğünde
diğerleri gibi ağlamak istediği halde ağlayamaz.
Çayırbaşı
İlkokulunun, yazarın huyunun değişmesinde büyük rolü vardır. Okuldaki
çocuklar öyle yabanidir ki onu okula evin kalfası götürmektedir.
Kalfası teneffüslerde bile yanından ayrılmamaktadır. Ancak bu vaziyet
yazara ağır gelmektedir. Buradaki çocuklar daima birbirleriyle kavga
etmekte, çete savaşları yapmakta ve birbirlerine ağır küfürler
savurmaktadırlar. Yine bir gün böyle bir kavga esnasında kalfanın
(kendisinden 5 –6 yaş büyük) kavgayı ayırmaması nedeniyle kızarak
kalfasına ağza alınmayacak küfürler savurup, yumruklamaya başlar. Bu
nedenle kalfası onu bir daha okula götürmeye cesaret edemez. Ancak
yazar kendisinden daha büyük birini dövmenin verdiği gururla kendisine
olan güveni yerine gelir.
Bu olaydan haberinin olmadığını sandığı
annesi ona küser. Bunu bilmeyen Yakup Kadri, annesinin ilgisini çekmek
ve annesinin sevgisini tekrar kazanmak için çeşitli muziplikler yapar,
kendisini yaralar. En küçük bir olayda bile üzerine titreyen annesi, bu
olaylarda yanına bile gitmez. Sonunda yazar, durumu anlayarak bir daha
ağzına öyle sözler almayacağına söz vererek annesinden özür diler ve
elini öper. İşler yoluna girer.
KİTABIN ANA FİKRİ:Aile bireyleri,
çocukların gelişme döneminde onlara karşı daha sağdulu davranmalı,aile
içindeki tutum ve davranışların onları nasıl etkilediğini fark
etmelidir.


KİŞİLERİN VE OLAYLARIN İNCELENMESİ:
Yazar :
Çocukluğunda bir acı çekmiştir. Bundan dolayı sessiz , sakin fazla
konuşmayan bir yapıya sahiptir. Duygusaldır. Arkadaşlarıyla fazla
konuşmaz.
Yazarın babası:Çevresi tarafından sevilir.Fakat evde
aile bireylerine karşı ilkel davranır. Kılık ve kıyafetine özen
gösterir. Eskiye bağlı bir insandır.
İkbal Hanım:Yazarın
annesidir. Güzel bir kadındır. Fazla konuşmaz. Çevresinde sevilir.
Sessiz, sakindir. Olaylara mantığıyla yaklaşır. İnsanları ayırt etmeden
sever.
Afet nine : Yazarın en sevdiği aile üyasidir. Tatlı ve şirin
bir hanımdır. Yaşlıdır. Eşini kaybettikten sonra tüm sevgisini torununa
verir. Neşeli bir hanımdır.

KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitap yaşanabilecek bir olayı dile için okuması insana hem zevk veriyor
hem de insanın çocuk yetiştirirken karşılaşabileceğimiz olayları
anlattığından akıcıdır. Dili günümüze göre ağırdır. Olay bağlantıları
çok zor yapılır. Okumaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.

YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ:
21.
Yüzyıl edebiyatının büyük romancısı 27 Mart 1889’da kahire’de doğdu.
Kurtuluş savaşı yıllarında Anadolu’ya geçti. Emekliye ayrılınca verimli
bir yazı hayatında başladı.yazarlığını sürdürürken 13 Aralık 1974’te
Ankara’da öldü. Yazar, eserlerinde Türk toplumunun, Tanzimattan Atatürk
Türkiye’si dönemi ne kadar olan yaşantısını anlatan hikaye,makale ve
romanlar yazmıştır.
ESERLERİ:
HİKAYE: Bir serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri.
ROMAN: Yaban, Kiralık konak, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Ankara, Bir Sürgün, Hep O Şarkı.
ANI : Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Vatan Yolunda.
MONOGRAFİ: Atatürk, Ahmet Haşim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://turkiye.canadaboard.net
 
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU -->Anamın Kitabı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
: : : SÜPER FORUM TÜRKİYE : : : :: EDEBİYAT DÜNYASI :: Kitap Tanıtım Standı-
Buraya geçin: